Geçmiş sadece anlatılmaz; beden, alan ve ilişki içinde yeniden görünür olur.

Historical Constellation

Historical Constellation – Bu Yöntem Nedir?

Historical Constellation, tarihsel olayları, kolektif hafızayı ve kuşaklar arası aktarımı; bedenin bilgisini, alanın fenomenolojisini ve ilişkisel düzenleri bir araya getirerek anlamaya çalışan bir yöntemdir. Tarih yazımının analitik bilgisini sezgisel algıyla, mekânın sessiz hafızasıyla ve temsil temelli okumalarla buluşturur.

Ve aslında amaç, tarihte “ne olduğunu” yeniden anlatmak değil; o olayların bugün bizde nasıl yaşadığını, hangi bağların hâlâ taşındığını ve toplumsal hafızanın içimizde hangi şekillerde varlığını sürdürdüğünü görünür kılmaktır. Bu çalışma klasik aile dizimi değildir; aksine, etik ve teorik bir temele dayanan tarihsel-sistemik bir bakış açısıdır.

Yıllar boyunca tarih yazımı, hafıza teorileri, ötekileştirme, azınlık oluşumu ve ulus-devlet kimliği üzerine çalışırken; milliyetçiliğin nasıl yavaşça ırkçılığa dönüşebildiğini ve kimliklerimizin nasıl inşa edildiğini araştırdım. Fakat 2013’te ilk kez Ortadoğu’ya ve Filistin’e gittiğimde, ardından Afrika kıtasında seyyah olarak dolaşırken şunu fark ettim: Tarih yalnızca okunan ya da analiz edilen bir şey değil; aynı zamanda bedende taşınan, kuşaklar boyunca aktarılan, kimi zaman sessizce büyüyen bir hafıza biçimi.

Ve bu farkındalık, akademik bilgilerimle içsel sezgimin birleştiği ilk andı. 2013’te kurduğum tarih atölyeleri ve 2016’da tanışıp yıllar içinde derinleştirdiğim aile dizimi yöntemi de birbirine eklenince; sonunda hem araştırmacı yönümü hem fenomenolojik duyarlığımı hem de sistemik bakışımı taşıyan “Historical Constellation” ve “Historical Constellation Method” ortaya çıktı.

Bu yöntem, benim için hem tarihin dışarıdan okunan bir bilgi olmaktan çıkıp içerde hissedilen bir deneyime dönüşmesi, hem de bireysel hikâyelerle kolektif hafıza arasında yeni bir köprü kurulmasıdır.

Historical Constellation yöntemi, fenomenolojik araştırma, kolektif hafıza teorileri ve sistemik temsil çalışmalarının kesişiminde konumlanır. Burada kullanılan her temsil, bedensel algının bir “yorumlayıcı araç” olarak işlediği bir araştırma formudur. Yöntem, kişisel travma çalışmasından farklıdır; odağı tarihsel bağlam, toplumsal hafıza ve ilişkisellik üzerinedir.

Fenomenoloji (Merleau-Ponty, van Manen)

Hafıza Çalışmaları (Assmann, Halbwachs, Olick)

Sistemik yaklaşım

  • “Beden ile dünya arasındaki ilişki, anlamın ortaya çıktığı yerdir.”

  • Hafıza bedenseldir.

  • Kolektif hafıza ilişkisel ve mekânsal olarak oluşur.

  • Tarih, temsil ve bedenleşmiş izler içerir.

  • Temsilcinin algısı = fenomenolojik veri.

  • Birey değil, sistem konuşur

  • Etik, sınır ve metodolojik doğruluk vurgusu

Seanslar ve Atölyeler Nasıl İşler?

1. Niyet belirleme

Tarihsel bir tema, kişi, mekân, olay veya araştırma sorusu netleştirilir.

2. Alan (field) açılır

Sessizlik, ritim ve dikkatle fenomenolojik alan oluşturulur.

3. Temsilciler seçilir

Beden, duyumsama ve mekân ilişkilenir.

4. Tarih/ Tarihsel Travma “hareket eder”

Olayın içsel dinamiği, görünmeyen bağlar, yükler, çıkış yolları ortaya çıkar.

5. Kapanış ve entegrasyon

Hissetme, anlamlandırma, tarihsel çerçeveye yerleştirme.